Terapide İnsanı Değiştiren Nedir?
Değişen, gelişen ve hızla tüketilen, mekanik bir yere hızla ilerleyen dünyada insanoğlunun kendini bulma ve anlama ihtiyacı giderek artmaktadır. Fakat bu hızlı dünyanın içinde insanlar yaşadıkları sorunlarla ilgili hızlı sonuçlar elde etmek istiyor. Değişim için sabretmek ve kendine bu zamanı tanımak zor olabiliyor. Terapi sürecine başlarken ne kadar sürecek ne zaman değişeceğim gibi sorularla çok karşılaşıyorum doğrusunu söylemek gerekirse bilmiyorum ama şunu söyleyebilirim biraz zaman bazen biraz daha zaman…
Peki neden hızlıca sonuca ulaşmak istiyoruz?
İnsanın kendini anlamaya çalıştığı bu süreç bazen yalnızlık duygularını getirir, bazen kırılganlıkları açar, bazen geçmişte sindirilmemiş zor duygularla tekrar karşılaştırabilir bu da kimi insanın kaçmak istediği özellikle içinde kalmak istemediği duyguları ortaya çıkarır, terapide derinlemesine çalıştığımız nokta da tam burada başlar. Buralarda kalabilmek, buralara izin verebilmek zaman alır ve kestirme bir yol yerine insanın kendisini tanıması ve anlaması için alan sağlar. Tabii terapi sürecinin içinde buralarda kalabilmek, bu duygulara izin vermek kolay olmuyor ve insanlar kestirme ve kısa çözümler arayabiliyor fakat insanı kendini anlama ve anlamlandırma süreci bunula beraber aksiyon alabilmesi zaman alıyor. Kısa ve kestirme yollar sadece anlık sorunları dindiriyor ve farklı alanlarda ortaya çıkarak insanı yine sorunun içine çekebiliyor.
Peki insanı asıl değiştiren şey nedir?
Terapi sürecine başladık, zorlandık, bazen bırakmak istedik, bazen öfkelendik, bazen açılan kapıları kapatmak istedik ama yine de kaldık. Terapide kilit olan terapistimizle geliştirdiğimiz terapötik ilişkidir. Çok sevdiğim bir söz var ‘İlişkilerde incinir ilişkilerde iyileşiriz.’ Terapide de terapistle kurduğumuz ilişkide kendimizi olduğumuz gibi ortaya koyabilmekle başlar iyileşme ve kendini anlamlandırabilme, sonrasında da dışarıdaki ilişkilerimize yansır. Terapist sizi değiştiremez sadece size bu yolculukta eşlik ederek sizi zorlayan, sağlıksız olan yerleri aydınlatır.
Bizi içine çeken bu mekanik dünyada aradığımız şey yine mekanik çözümler olabiliyor, evet alıştığımız ve kalamadığımız kısım da buralar olabiliyor. Her insan terapide kendi hikayesini kendi yazıyor aslında ve yolunu kendi çiziyor, deniyor eğer olmuyorsa yolu değiştiriyor tekrar deniyor ve en önemlisi kendine bu alanı tanıyor.
Yolda olmayı yolun sonu anlamlı kılar evet ama yolda nasıl gittiğimiz yolun sonunun nereye çıkacağını belirler, bazen de yolda olmanın keyfini çıkarmak gerekir. Yolun sonunu düşünmek yoldaki güzellikleri görmemizin önüne geçtiğinde farkında olmadan, duygularımızı hissetmeden öylece yaşayıp geçmiş olabilir ve sonunda da istemediğimiz bir yere varmış olabiliriz.
Bastırdığımız pek çok duygu ve içeride keşfedilmeyi bekleyen bir kişi olabilir.
Klinik Psikolog Beril İskenderoğlu
Ataşehir Psikolog
Online Psikolog